20081220

Internet Explorer açığı yamandı


Dünyanın en çok kullanılan web tarayıcısının sahibi Microsoft, normal güvenlik güncellemesini gelecek ay yapacak.

İnternet güvenlik uzmanları, dünyanın en yaygın kullanılan web tarayıcısı İnternet Explorer’da büyük bir açığın bulunduğunun ortaya çıkmasının ardından, sorun giderilinceye dek kullanıcılara başka bir internet tarayıcısı kullanmaları salık vermişlerdi.

İnternet uzmanları, Microsoft’un İnternet Explorer tarayıcısındaki açığın, internet korsanlarına özellikle Çince web sitelerini kullananların bilgisayarlarını ele geçirme ve şifrelerini çalma imkanı verebileceğini belirtmişlerdi.

Microsoft da yaptığı açıklamada, tarayıcının en yaygın şekilde kullanılan yedinci versiyonuna (IE7) yönelik saldırılar tespit ettiklerini kaydederek, ancak diğer versiyonların da potansiyel tehlike altında olduğu uyarısında bulunmuştu. Yayınlanacak yama Internet Explorer’ın 5, 6, 7 ve 8 (beta) sürümlerini yamayacak. Açık, Internet Explorer yazılımının uygulama kütüphanesinde bulunan “ole32db.dll” adlı dosyadan kaynaklanıyor. Açık, Microsoft’un Microsoft Update ve Microsoft Yükleme Merkezi üzerinden yayınlanan yamayla giderilecek.

IDC ve Gartner tarafından yayınlanan raporlara göre, 2009 yılında bilgisayar satışlarının düşmesi bekleniyor.
Teknoloji odaklı ürünlerin satış sayılarını izleyen IDC, dünya genelindeki kişisel bilgisayar satışının yüzde 5.3 oranında düşeceğini ve beklediği gelirin 267 milyar dolar olduğunu açıkladı. Firmanın daha önce yaptığı 2009 tahmini yüzde 4.5 artış olacağı yönündeydi.

Gartner analisti George Shiffler ise 2009 yılının kişisel bilgisayar sistemleri endüstrisinin son yedi yıl boyunca yaşadığı en zor yıl olacağını ifade etti. Gartner’ın raporuna göre önümüzdeki yıl üst performans seviyesindeki satışlar önemli ölçüde azalacak.

Gartner raporu, önümüzdeki yıl yüzde 6.5 düşüş yaşanarak toplam gelirin 230 milyar dolar seviyesinde olacağını öngörüyor. Gartner’ın daha önceki 2009 tahmini yüzde 5 oranında bir artışla toplamda 312 milyon adet masaüstü ve taşınabilir bilgisayar satılacağı yönündeydi.

“Pazarın durumu nedeniyle kıran kırana geçecek bir fiyata dayalı rekabet yaşayacağız” şeklinde konuşan Shiffler, üreticilerin düşük performanslı ucuz ürünler üzerine yoğunlaşacaklarını tahmin ettiklerini söyledi.

Raporlar Hewlett-Packard, Dell, Lenovo, Acer ve Apple gibi büyük donanım üreticileriyle birlikte, satılan ürünlerin yüzde 90’ından yüksek bir oranında Windows işletim sistemi kullanıldığından Microsoft’un da önümüzdeki yılın havasından etkilenebileceğini belirtiyor.



Bilgisayarlar 20 dakikadan kısa sürede virüs kapıyor
Oturumlara, IBM’nin yanı sıra Facebook, Nokia, ExxonMobil, Visa ve Toyota’nın da aralarında bulunduğu 95 kuruluşun yetkilileri katıldı.

Toplantıların ardından IBM tarafından yayımlanan Küresel İnovasyon Raporunda (Global Innovation Outlook) ise sanal dünyada daha güvenli ortamlara kavuşulması için önerilere yer verildi.

Raporda, son 20 yılda güvenlik ve toplum arasındaki ilişkinin giderek daha karmaşık hale geldiğinin altı çizilerek, günümüzün koşullarına uygun güvenlik stratejileri sunuldu.

Rapora göre, geçtiğimiz yıl 127 milyon kişinin kişisel bilgilerinin çalındığı sanal dünyada halen 1,4 trilyon kişi internet kullanıyor. Koruma sistemine sahip olmayan kişisel bir bilgisayarın internet üzerinde virüs kapması ise 20 dakikadan az sürüyor. Kablosuz aygıtların yüzde 83’ü mutlaka virüs kaparken, kullanıcı şifrelerinin yüzde 40’ı yalnızca 1 saat içinde kırılabiliyor.

Buna rağmen internet kullanıcılarının yüzde 63’ü, tüm erişimlerinde aynı şifreyi kullanmaya devam ediyor. Her 26,4 saniyede bir, bir otomobilin güvenlik sistemlerine sızılarak soygun gerçekleştiriliyor.

Ağ saldırılarının yüzde 84’ünün basit güvenlik önlemleriyle engellenebildiği belirtilen raporda, şirketlerin güvenlik sistemleri konusunda hayata geçirdiği yeni ve inovatif örneklere de yer veriliyor.

DAMAR GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ
Bunlardan biri olan Tokyo Bankası, müşterilerinin tanımasını ve ATM;den güvenli şekilde yüksek tutarda nakit çekmesini sağlayan el damarı görüntüleme sistemini kullanıyor. Pek çok kuruluş, güvenlik sistemlerinde, katrilyonda bir yanılma payına sahip parmak izi, iris tanıma, ses tanıma, yüz tanıma gibi biyometrik yöntemlere yer veriyor. Bazı şirketler de, insanların aynı DNA profiline sahip olma ihtimalinin yüz milyarda 1;den az olduğu gerçeğinden hareketle, yeni geliştirilen DNA tanıma yöntemini kullanıyor.

Suçların fiziksel dünyadan dijital dünyaya doğru kaydığı belirtilen raporda değinilen konular arasında; güvenlik risklerinin izlenmesi ve ortadan kaldırılması sorumluluğun, özel sektörle devlet arasında paylaşılması gerektiği de yer alıyor.

Ayrıca, tehditlerin zararının ölçümlenme biçimi ve güvenlik ve gizlilik arasındaki ilişki konu ediliyor. Küreselleşme ve yaygınlaşan dijital teknolojilerin toplumun kökten değişmesine neden olduğu belirtilirken, bu durumun güvenliğe yönelik tüm kabul edilmiş yaklaşımları tehdit ettiği de vurgulanıyor.

20081102

Nikon ile İlkleri Yaşayın

Dünyanın video kayıt özellikli ilk orta sınıf dijital SLR modeli olma unvanına sahip olan yeni Nikon D90 dijital fotoğraf makinesi çarpıcı görüntü kalitesi ve D300 gibi amiral gemisi DX format modellerden miras aldığı yenilikçi ve yüksek performanslı fonksiyonlarıyla gerçek anlamda sinematik görüntüler vererek her seviyeden fotoğraf tutkunlarına fotoğrafçılık dünyasında yeni kapılar açıyor. 12.3 megapiksel çözünürlüğü, yeni tasarım DX format CMOS görüntü sensörü ve Nikon'a özgü EXPEED görüntü işleme konsepti ile Nikon D90 dijital SLR fotoğraf makinesi kaliteli görüntüleri adeta garantiliyor.

Live View, Active D-Lighting ve 200-3200 aralığındaki ISO değerleri cihazın dikkat çeken diğer yönleri.D90, önceki modellerdeki fotoğraf makinesi fonksiyonlarının tamamına sahip olması ve D300'de kullanılan yeni teknolojileri içermesinin yanında, ''D-Movie'' olarak adlandırılan video çekimini ise 320x216 piksel, 640x424 piksel ya da HD720p (1.280x720 piksel) çözünürlüklerde, saniyede 24 kare JPEG formatında gerçekleştiriyor.

Çektiği videoları oynatabilen D90'da, çekim sırasında sesi kaydedebilmek için bir mikrofon alıcısı ve video gösterimi sırasında sesleri çalmasını sağlayan hoparlör de bulunuyor.D90'da kullanılan 12,3 milyon mega piksellik sensör, tipik bir video kamerada kullanılandan çok daha büyük olduğu için, video çekimlerinde yüksek görüntü kalitesi, yüksek ISO hassasiyeti ve düşük görüntü kirliliği (noise) sağlanıyor.Ayrıca D90'la, balık gözü ve geniş açıdan, süper-telefotoya kadar değişen çok çeşitli NIKKOR objektifler sayesinde, yaratıcı ve çok değişik video çekimlerinin gerçekleştirilebileceği belirtiliyor.

Nikon D90 Satış Fiyatı ve Piyasaya Çıkış Tarihi Her zaman çekim hazır durumda olan Nikon D90 D-SLR fotoğraf makinesi 0.15 saniye açılış süresi ve 65 milisaniye deklanşör tepki süresi ve saniyede 4.5 kare çekim hızı ile dilediğiniz her anı kaçırmadan fotoğraflayabilmenize olanak tanıyor. Kameranın; 72 adete kadar görüntüyü indeks şeklinde küçük fotoğraflar halinde slayt şov olarak gösterme özelliği olan Pictmotion fonksiyonu, opsiyonel olarak edinilebilen GPS eşliğinde kullanılan ve geotagging olarak adlandırılan konum etiketleme, 'my Picturetown' web sitesine anında online yükleme olanağı ve HDMI uyumu gibi diğer dikkat çekici özellikleri de bulunuyor. Nikon D90 dijital SLR fotoğraf makinesinin Eylül ayından itibaren 899 euro satış fiyatı ile piyasalara sunulması planlanıyor.

OLED TV döneminin ayak sesleri
1926’dan bu yana Almanya’da düzenlenen IFA Fuarı en eski endüstriyel fuarlardan biri olarak kabul ediliyor. Yüz binlerce kişinin katıldığı etkinlik firmalar arası her yıl milyarlarca avroluk ticari anlaşmalar da yapıldığından her açıdan ilgi çekiyor.
Bu seneki fuarın görüntüleme teknolojisi alanındaki en büyük yeniliği OLED ekranlardaydı. 1950’lerden bu yana üstünde çalışılan bu teknoloji organik tabanlı bileşenlerden oluşan LED tabanlı bir yapı.
Yeni nesil televizyon ve bilgisayar ekranlarına yansıması daha verimli kullanılan enerjiyle birlikte daha yüksek keskinlik ve daha parlak renkler. Üstelik bu nimetler mevcut plazma ve LCD’lere oranla çok daha ince yüzeylerde sunuyor. 2012 yılında LCD pazarının liderliğini hedefleyen Sony aynı zamanda OLED teknolojisinin de öncüsü durumunda. Firmanın IFA’da tanıttığı BRAVIA XEL-1 modeli dünyanın Full HD ilk OLED televizyonu. Sadece 3 milimetre ekranda 1 milyona 1 bir kontrast ile ‘gözle görünür’ bir farka sahip.
Yine fuarda tanıtılan BRAVIA ZX1 de 9.9 milimetre inceliğiyle dünyanın en ince LCD televizyonu oldu.

20081011

Duvarın arkasını gösteren telefon geliyor!

Japonlar cep telefonu anlayışını değiştiriyor. Artık cebinizle duvarların ardını bile göreceksiniz.

Bu telefon tabii ki duvarların ardını gösteremiyor; ama Bizarre ile bu hayal çok yakında gerçek olacak.
Günümüzde kullanılan cep telefonları, artık sadece bir cep telefonu olmaktan öte, kullanıcıların birçok ihtiyacına cevap veren küçük yardımcıları oluverdiler. Dahili kamerasıyla resim ve video çekebilmesinden, müzik dinlenebilmesine, radyodan navigasyona kadar birçok fonksiyonu bir araya getirebilen yeni nesil cep telefonları, yakın gelecekte çok daha farklı çözümlerle karşımıza gelecek gibi görünüyor.Haberimize konu olan da yine farklı bir cep telefonu.

Bizarre isimli bu telefon, R&D laboratuvarı ve Tokyo Üniversitesi'ndeki yazılım uzmanlarının geliştirdiği Real Space See-through Mobile yazılımı aracılığıyla kullanıcıların duvarların arkasını görebilmesine olanak veriyor. İçerisinde 6 farklı sensöre ev sahipliği yapan Bizarre'de bulunan üç hızlandırma sensörü, aynı sayıda jeomanyetik sensörü ve bir GPS yongasını birleştirerek telefonun o an nerede olduğunu ve hangi açıyı gösterdiğini anlayabiliyor.Ekranda oluşan çizimleri OpenGL aracılığıyla oluşturan söz konusu yazılım, bunun yanında kullanıcıların telefonla yürüyüş yaparken ya da koşarken harcadığı kalori miktarını da gösterebiliyor. Bizarre'nin ne zaman hazır olacağı ya da piyasaya sürüleceği şimdilik belli değil.

165 metrelik dev ekran

165 metre uzunluğunda bir ekran hayal edin: Artık o ekran hayal değil, zira Dubai'de inşa ediliyor.
Tameer Holding inşaat firması Dubai'de "Podium" ismindeki binayı inşa ediyor. Gökdelenin ilginç yanı ise bir tarafının tamamen LED ekranla kaplı olması.

Bu ekranda haberler, reklamlar ve eğlence programları gösterilecek. Ekran 165 metrelik kulenin üzerine yayılıyor; 1,5 kilometre metre öteden bile görülebildiği iddia ediliyor. LED uzmanı Dactronics sadece işleme kısmında yardımcı olmakla kalmayacak, bilakis LED'leri içerdeki bürolara yeterli ışık verecek şekilde geliştirecek.
Ekranın ve gökdelenin tamamlanması ise biraz zaman alacak: Planlanan bitiş tarihi 2011 sonu.

20081004

LCD ve Plazma Arasındaki Farklar ; LCD mi ? Plazma mı ?


Bir televizyon alacaksınız ve LCD mi yoksa PLAZMA mı ? Karar veremiyorsunuz. Aslında LCD ile PLAZMA arasındaki farkları ve çalışma prensiplerini bilmediğimiz için kararsız kalıyoruz da diyebilirim. Malum evleniyorum bende bir TV alacağım küçük bir araştırma yaptım ve sizlerle gelin bu gün LCD televizyon mu Plazma mı alalım karar verelim ..!

LCD nedir ?
LCD Likit kristal yani 1888 yılında bitkibilimci Fredreich Rheinizer ‘ın keşfettiği yarı sıvı yarı katı bir likit maddedir. 60 lı yıllardan sonra bu maddeye dışarıdan elektrik verilerek likit kristallerin üzerlerine verilen ışığın özelliğini değiştirdiğini buldular. Yani bu maddeye elektrik akımı verildiğinde ışık değişebilmekteydi. Sonradan TFT LCD olarak iki cam tabaka arasına bu maddeyi yerleştirerek ekranlar üretilmeye başlandı. Ör: Notebook ekranları ikicam arasındaki bu madde elektrik akımları sayesinde verilen voltajın şiddeti değiştirilerek likit kristallerin kutup değiştirmesi ve bu sayede ışığın şiddeti değiştirilerek gözümüze parlak renkler sunan ekranlar oluştu.

LCD ler parlak renkler verirler yani kaliteli görüntü elde edebiliyorsunuz hatta doğal bir resme LCD de baktığınızda renkler daha parlak olduğu için gözümüze daha canlı görünmektedir. LCD ler bu saydığım bu likit kristal özellikleri sayesinde titreşimde yapmazlar. Yalnız CRT monitörlere ( Eski teknoloji tüplü ekranlar TV ler) tepkime süreleri daha azdır.

Peki tepkime süresi nedir ? Tepkime süresi ekrana gelen görüntü ile bir sonraki gelecek olan görüntü arasındaki zaman farkıdır. Bu zaman farkı ne kadar az olursa görüntü o kadar tatlı olur. O kadar net ve düzgün bir biçimde yansır. Eski tip dediğimiz CRT yani tüplü monitör teknolojisinde bu Sıfıra yakın hatta bazı markalarda sıfırdır.
Yani anlayacağınız CRT monitörlere göre tepkime süresi LCD monitörlerde daha fazladır böylelikle görüntüdeki gecikmeden dolayı hareketli görüntülerde biraz fluluk dediğimiz karışma olabilir. Gerçi ASUS firması 2 milisaniye li bir LCD üretti bile yani bu LCD lerdeki yeni teknolojiler sayesinde görüntü mükemmeliyeti yakaladı da diyebilirim. Eğer LCD alacaksanız muhakkakki tepkime süresini sorun ve 8MS den aşağı bir tepkime süresi olan yani 6 ms 4 ms yada 2 ms lik bir LCD alın derim.

LCD lerin özellikleri :
Avantajları ;
Düşük güç tüketimi
Titreşim yapmaz. böylelikle gözünüzüde bozmaz.
Görüntü net ve parlaktır.
Küçük ve hafiftirler kolaylıkla taşınılabilir ve küçük olmalarıyla kullanım kolaylığı sağlarlar.
Dezavantajları ;
Tepkime süreleri düşüktür. ( 2MS alırsanız dezavantaj olmaktan çıkar tabiki..)
Ömürleri kısadır çünkü ekran pikselleri çabuk bozulur.
Kontrastları düşük ve görüş açıları dardır.

Kontrast nedir?Kontrast görüntüdeki en parlak bölüm ile en karanlık bölüm arasındaki farktır. Eğer bir ekran mesela deyip örnek verirsek 100cd/m²’lik bir parlak beyaz ölçümüne ve 1cd/m²’lik bir siyah ölçümüne sahipse kontrast 100:1 oranında kaydedilir. Siyah ve beyaz arasındaki kontrast aralığı genişledikçe, iki uç arasındaki gri tonlar ya da ara seviyeler daha rahat görülür. Ne kadar geniş o kadar iyi görüntü ..!

LCD ALACAKSANIZ …
Pikseller bir süre sonra ölüyor, Isınma yapıyor tozlu bir ortamda kullanıyorsanız Soğutma fanı tozu emecek ve sonra millerine biriken tozlar sayesinde gürültü çıkartmaya başlayacak..! Bunları göz önüne almanızı tavsiye ederim. Tabi bunun yanında düşük güç tüketimi titeşim yapmaması ile gözü yormaması ve göz bozulmasına karşı önlem ayrıca küçük hafif ve taşınılabilir olması ve yüksek çözünürlüklerde kaliteli görüntü sunması gerçektede insanı cezbediyor diyebilirim. Ayrıca bu pikseller 3 yıl gibi bir süre içinde garanti kapsamına alınıyor. Yani pikselleriniz öldüğü zaman garantiden TV nizi değiştirebilirsiniz tamiri yok yani yenisini vermek zorundalar… Yada ekranı değiştirecekler sonuçta aynı maliyet onlar için … Ayrıca bir bilgisayarınız varsa LCD TV nizi PC nize bağlayabiliyorsunz. Genelde birçoğunda PC girişi mevcut. Yani dijital bağlantı sistemi…..

Evet konuyu biraz özetliyorum ve LCD alacaksanız diyerek birkaç tavsiyede bulunmak isterim.
Bir mağazaya gittiniz ve asker gibi yanyana dizilmiş LCD TV leri gördünüz.. Aman dikkat genelde yüksek çözünürlükte ayarlanmış resimler yada küçük akvaryum balıkları gibi gözü yanıltıcı tamamen satmaya yönelik animasyonlarla karşı karşıya kalırsınız. Aslında bazı mağazalarda gördüm aynı görüntü LCD ve hemen yanında PLAZMA TV de veriliyor işte bu tip karşılaştırmalara bakın derim.

LCD TV lerde karanlık videoları izlemenizi ve dikkat etmenizi tavsiye ederim. Çünkü karanlık sahnelerde görüntüde seçmede alılamada zorluk yaşarsanız ve kenarlarda görüntü eğer kapanıyorsa ve renklerdeki canlılık ölüyorsa sakın almayın derim.Birçok TV üreticisi LCD paneli ayrıca alır kendi üretmez ve bu panele kendi meslek sırları olarak birkaç iyileştirme yapar önemli olan bu panelin ne kadar kaliteli olduğudur.Ayrıca bu panelin kalitesini hızlı görüntülerde mesela TOKYO Drift filmindeki gibi hızlı sahneleri izlerken dikkat etmenizi isterim yukarıda da belirttiğim gibi TEPKİME SÜRESİ uzun olan panellerde görüntü bulanıklaşıp flu bir hale geliyorsa sakın almayın derim. Ama LG Samsung ve SONY gibi birçok üretici firma bu panele öyle iyileştirme yapıyorlarki bu tip sorunları hisssettirmiyorlar bile…

Gelelim PLAZMA TV lere…
Plazma nedir ?
Plazma birbirine eşit sayıda bağımsız olarak yerleştirilmiş elektron ve pozitif iyonlardan oluşan gaz karışımlarının farklı bir tipidir diyebilirim. Daha açıklayıcı olursam sanrım biraz kafanız karıştı bir madde 3 halde bulunur bunu orta okulda öğrendik nedir bu üç hal ..
Maddenin katı hali, gaz hali ve sıvı haliydi.. İşte plazma teknolojisi ise maddenin diğer bir halidir. 4. hal diyebiliriz Maddenin plazma hali … Gaz haline gelen bir maddeyi çok yüksek sıcaklıklara ısıtırsanız, enerji alanı elektronlar çekirdeklerinden kurtulur ve gaz plazma haline geçer. Yani orta okulda öğrettiklerinde maddeninplazma hali yoktu son 10 yıldır felan bildiğim kadarıyla keşfedildi. Aslında vardı ama sonradan buldular.

Maddenin plazma hâline dünya üzerinde çok az rastlamamıza rağmen kâinatta plazma hâli fazlalık bakımından maddenin diğer hâllerine karşı ezici bir üstünlüğe sahiptir. Şöyle ki; kâinattaki toplam madde miktarının % 99′unun plazma hâlinde olduğu sanılmaktadır. Örnek verecek olursak tüm yıldızlar, nebulalar ve yıldızlararası uzay plazma hâlindeki maddeden oluşur.
Plazma TVlerde TV içerisindeki maddeye elektrik verildiği zaman madde plazma haline dönüşür ve gözle görünmeyen UIV ışınları yaymaya başlar. Bu ışın TV içerisindeki YEŞİL, MAVİ ve KIRMIZI fosfor tabakalarına çarparak gözle görünür hale gelir. Bu yöntem ile Plazma TV ler bambaşka bir teknolojidir diye bilirim.

PLAZMA TV içerisindeki Piksellerin herbiri özel bir gaz karışımı ile sıkıştırılmış olarak yapılmıştır. Bu plazma kutucukları yani pikselleri içerisinde Kırmızı, Yeşil ve MAVi fosforlar mevcuttur bu sayede UIV ışınları ile görüntü gözle görülebilir hale gelir.

PLAZMA ların Özellikleri ;
Avantajları ;
Eni 2,60 Metre ye kadar plazma TV leri bulabiliyorsunuz en büyüğü bu bildiğim kadarıyla Panasonic ‘in yeni plazması
Hafiftirler ve az yer kaplarlar kullanım kolaylığı sağlarlar
HD destekli görüntü kalitesi sağlayabilmekteler.
Dezavantajları ;
LCD lere nazaran görüntü kaliteleri düşüktür.
Uzunsüre ekranda aynı görüntü kalırsa bu yapışır oraya ve silinmez. ( Bunu anlatacağım aşağıda )
Güç tüketimi fazladır.
Fiyatları pahalıdır.
Plazma TV alacaksanız..!LCD TV ler 15 yıllık bir tarihe sahiptir. Fakat plazmalar çok daha eski bir tarihe sahiptir ve teknolojileri oturmuş durumdadır diyebilirim. LCD ler Notebooklar gibi birçok teknolojide kullanıldıkları için daha çok tercih ediliyor diyebilirim. Plazmalar ise 70 lere dayanıyor oysa 15 yıldır LCD ler TV lerde kullanılmakta…
Plazma TVler 160 ekran büyüklüğe kadar ulaşabilmekte, LCD’ler ise 106 ekrana kadar bulunabiliyor. Daha büyüğünü bilmiyorum ama çıkmışta olabilir teknoloji bu takip etmek çok zor. Plazma ekranlar, LCD ekranlara kıyasla yanlardan daha net görüntü verebilmekte yani yukarıda söylediğim gibi LCD lerde görüş açışı yanlarda kötü ama plazmalar yandan bakışlarda yani değişik açılarda daha iyi görüntü veriyor.

Plazma satın alırken şunuda göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim Plazmalar LCD lere göre biraz daha ağırdırlar yani koyacağınız yer duvar ise o zaman daha sağlam bir askı yada tutacak sistemi kullanmanız gerekebilir aynı büyüklükteki bir LCD çok daha hafiftir.
LCD ve Plazma televizyonu birbirinden ayıran en önemli özellik plazmanın plaka arasında fosfor, LCD’nin ise likit kristal olmasıdır. LCD’de görüntü açısı plazmadaki kadar büyük değildir LCD teknolojisinde görüntü plazmaya göre çok parlaştır. Normal televizyonda 1 saat sonra gözünüz yorulurken Plazma TVlerde 4 saat LCD’de ise 2,5 saat sonra gözünüz yorulmaya başlar.
Plazma TV lerde yukarıda LCD leri anlatırken bahsettiğim SİYAH renk korkusu yoktur. LCD ler siyah renkte solarken PLAZMA lar siyah renkte çok daha başarılır. Gece çekimi olan bir video izlerken Plazma TV lerde çok daha net görüntü elde edebilirsiniz…!

Fakat dikkat etmenizi istediğim çok daha önemli bir sorun var..
Plazma TV lerde sabit bir görüntü ekranda sürekli kaldığı zaman o görüntünün izi kalmakta.. Yani şöyle açıklayayım TV izlerken hangi kanaldaysanız o kanalın logosu sürekli solda üstte yada sağda felan durur ve bu logo sabittir. Plazma TV nizde sürekli maç izliyorsanız bir süre sonra LİG TV nin LOGOSUNUN Ekrana yapıştığını görebilirseniz hiç şaşırmayın..! Yani bu logo birden orada kalır ve kanal değiştirseniz dahi logo silinmez ekrana resme n yapışır..!
Tabiki bu her plazmada var diyemem yani Her plazmada kanal logosu yapışmaz her LCD de de siyah renkte solma olmaz.
Çünkü teknoloji hızla ilerlemekte ve LCD ekran üreten firmalar siyah renk üzerine kendilerini yoğunlaştırmış kendilerine özel çözümler üretmekteler. Aynı zamanda da PLAZMA TV üreticileride Sabit görüntünün ekrana yapışması üzerine kendilerini geliştirmekte ve çok daha ileriye gitmektedirler.

NOT: Eğer TV yi izleyeceğiniz mekan yani odada 2 yada 3 metreden TV izleyecekseniz LCD TV almanızı tavsiye ederim. Eğer ki 3 metreden uzak yani 4 - 5 metreden TV izleyecekseniz o zaman PLAZMA TV öneririm. Yerim büyük derseniz Plazma tercih edin derim ama plazmalar biraz fazla ısınır yani birde klima gerekebilir
Tabi Plazma üreticilerininde bu ekranda görüntü yapışmasına karşın LCD TV lerin panellerini özel olarak değiştirmesi gibi kendi ekranlarında farklı çözümler bulmuşlar bazı firmalar white wash ile sabit kalan kanal logolarının bir süre sonra temizlenmesini sağlayan teknolojileri ile film filter ile logo çok fazla ekranda kaldığında ekran filtresinin devreye girerek logonun ekrana yapışmasını önleyen çözümleri mevcut.
What is EDTV Resolution?
What is an Enhanced Definition (EDTV) TV? It is simply a TV—be it a plasma television, or other technology that has 853 x 480 native pixel resolution.
We have all heard certain plasma displays described as "enhanced" definition displays. "Enhanced" certainly makes these plasma TVs sound good … desirable even. Lucky for us there's more to this than just clever marketing. Enhanced-definition (or ED) plasma TVs are actually better than conventional, tube-type TVs—not just slimmer and wider.

Let me explain: Standard-definition (SD) TV—the sort most of us have been watching for years—has 480 visible lines of detail. This is the number of horizontal lines found on your TV screen. Remember, TVs are measured on the diagonal: The width of the screen changes, while its height remains more or less constant. Thus, it is the number of pixels on the vertical axis that really determines how much detail is visible.

Like SDTV, EDTV contains 480 horizontal lines of picture detail, but the difference is that these 480 lines are displayed differently on standard- versus enhanced-definition televisions. SDTV utilizes a process called "interlacing" to display these 480 active lines of information. An interlaced picture is actually a single frame of video "painted," line-by-line, onto the screen in two passes. On the first pass, all the odd numbered lines from top to bottom (i.e., numbers 1, 3, 5, … 479) are displayed. This takes 1/60th of a second to accomplish. In the next 1/60th of a second, all the even lines are painted. So, it takes exactly 1/30 of a second to display a full picture at 480i ("i" for "interlaced").
The refresh rate of such displays is 30 Hz.With EDTVs, these 480 lines are displayed progressively, meaning all the lines are "painted" onto the screen sequentially (1, 2, 3, … 480) in one pass as opposed to two. Which essentially means that more information can be displayed with progressive scanning since there is not 1/60 of a second lag between "takes." What would otherwise take 1/30 of a second to be displayed using interlacing can actually be shown in half the time progressively.
Progressive-scan formats provide full vertical resolution at all times, at a refresh rate of 60 Hz. Hence the enhanced picture quality that comes with progressive scanning.

Which is why EDTV has been called by some the biggest advance in video quality since color TV. Now, HDTV plasma is taking center stage as prices come down quickly on LCD and Plasma TVs. The simple anwer on what a HDTV plasma would be is 1024 x 768 resolution or higher (1366 x 768 is common on 50" plasma, and 1024 x 768 resolution is common on 42" plasma TVs).If you want to learn more about how enhanced-definition plasma TVs stack up against high-definition ones, see my article, "EDTV Plasmas Vs. HDTV Plasmas: Drawing Some Conclusions About Native Resolutions".
How Long Do Plasma TVs Last?
The second question that I get from friends or family when discussing plasma TVs is, "Plasmas don't last as long right, they burn out faster (than other television technologies)? The short answer to this question among top tier brands is, "No, plasma is the equivalent of LCD in longevity as a technology, though there is variation among brands and models".
FYI: The first question is, invariably, "Which is better, LCD or Plasma (TV technology). See our article: Plasma TV vs. LCD

Plasma TV life span expectancy has long been a hot topic and rightly so. Most early plasma monitor models from 1999 and early 2000 have already been delivered to the electronics graveyard. Manufacturers were doing well to deliver a plasma product that fired up. An early adaptor could purchase a plasma TV that was 6" in depth, was hot enough to fry an egg on, and had fans that sounded like it was going to take off and fly through the roof - all for a modest $10,000.

However, improvements in the longevity of plasma TVs and displays have been rapidly effective. The green phosphors are claimed by some manufacturers as the reason behind the incredible increase. Lower power usage and motion adaptive anti burn-in technology are also contributors.

In fact, many plasma manufacturers boast a life span of 60,000 hours to half life! This is a longer life than a tube based television. The specification is somewhat suspect since the process of determining longevity of the product is based on deductive mathematical calculation of phosphor dissipation, and does not take into account the electronic components and the myriad of problems that can occur. Panasonic was the first to claim the 60,000 hour life span, up from a previous 30,000 just a year prior.

Within months after Panasonic announced this new life span, other manufacturers jumped on the bandwagon announcing that their plasma television is now rated to 60,000.
So how long will a plasma last? The long and short of it is that it depends upon your daily hourly usage as well as how you use the monitor. 12 to 55 years is my new short answer.
One practical example I will cite here is the Panasonic Tau units being used by video rental company, In Motion Pictures at major airports around the country. Most of the earlier Tau models have now been replaced by a newer model, but these plasma displays were used for 5 years and were the first generation of plasma displays to go a considerable distance.
In Motion displays images on them from 6AM until 10PM daily (16 hours). By my estimates, these early plasma displays by Panasonic were in use by In Motion for around 30,000 hours or more. They never fail to catch my eye as I pass by in one airport or another to see if they are still in use. If they have lost some of their brightness level its hard to tell. This use equates to 18 years for a home owner that watches 3 hours television per day.
And this is the old model!
Manufacturer figures for longevity are closely guarded but I have added some here for your review:
Panasonic: States in new specifications that new plasma TVs and monitors are good to 60,000 to half life.
Sony:Now out of the plasma market. Does not list a figure for LCD lineup.
Samsung: Lists 60,000 hours for plasma lineup.
Pioneer: States 60,000 hours of use in their 2008 models.
Sharp LCD panels: States 60,000 hour life.

For consumer use these numbers should be comforting. Plasma Displays are now about equivalent in longevity to LCDs, which typically state 60,000 hours. Consider that these figures are a great amount more than old CRTs, which regularly post life span to half brightness at 25,000 hours. Let's put these hours in perspective. The average U.S. household watches 4 to 6 hours of television per day. Staggering.
Taking a mean time manufacturer stated longevity of 50,000 hours of usage, times our average 5 hours per day, calculates to over 27 years of usage. Now, there are varying degrees of phosphor ignition along the way (the same way a CRT fades). Dissipation begins the moment you turn the set on. After 1000 hours of usage a plasma monitor should measure around 96% of its original brightness, which is barely noticeable to the naked eye. At 15,000 to 20,000 hours the monitor should measure around 80% brightness, or to state is technically, 80% of the original phosphors (gases) are being ignited.

There are steps you can take to ensure longer and better life from your plasma display panel:
1) Never leave static images on the unit. Plasma phosphors have become more resilient to burn in, but still its better to be safe. Do not leave a static image on the plasma screen for more than 7-10 minutes. This can cause a ghosting effect which will "wash" out by use. Watch the unit in full widescreen format as much as possible to avoid differentiation between the side bars of the unit. While this does not actually decrease the longevity of the phosphors it does cause an annoyance to have to play a gray static image to "erase" the temporary burn in.

2) Use Brightness and Contrast levels that are necessary for viewing - not excessive. In a brightly lit room you may need to view the plasma TV at a higher contrast and brightness, which will decrease the life of the unit. However, there are memory setting adjustments available on most recent plasma displays that allow the user to choose a memory setting to suit viewing needs. At night, or in a lower light room use lower contrast levels and extend the life. Do not use your plasma display on 100% contrast (often disguised as the picture option in the menu). In rooms with normal lighting you should not need to use the contrast setting on more than 60% of contrast.

NOTE: Plasma manufacturers routinely ship plasma TVs with the contrast (picture) setting tweaked to 80 to 100% of contrast. Therefore, you will need to make this necessary adjustment yourself.

3) Keep the monitor/TV in a well-ventilated area. The cooling system in the plasma will not have to work as hard.

4) Buy a good brand. First tier brands are typically better built and engineered and will last longer. My first question when someone tells me about a plasma that pooped out on them is, “What brand and model was it?” Most of the time, it’s an “off” brand.

5) Turn the plasma off when not in use.

6) Keep the unit out of reach of small children.

7) Do not mount the unit face down from the ceiling. (Philips are you listening?)
So how do the manufacturers know how to calculate the figures? The manufacturing facilities in Japan/Korea test plasma panels at 100% white image light and measure down from that point with meter readings. A series of mathematical deductions takes place. It takes months to find that 50% mark - between 40,000 and 60,000 hours. What a job that would be… to watch the white light…

HD'Lİ TELEVİZYON SAHİPLERİ, DİKKAT...

Kablo TV, HD yayına geçti
Türksat tarafından işletilen Kablo TV, Ankara, İstanbul ve İzmir'de televizyon yayınlarını yüksek çözünürlükte izlemeye imkan veren HD test yayınlarına başladı.

2009'un Şubat ayından itibaren, Kablo TV altyapısı bulunan 21 ildeki tüm aboneler HD formatında dijital yayın alabilecek. HD yayına geçişle birlikte, Türksat kablo platformu üzerinden yayın yapan kanal sayısı iki kat artarak 113'e çıkacak.

Bunun ikisi HD, 56'sı standart dijital, 55'i de analog kanallardan oluşacak. Bu kanalların izlenebilmesi için set-top box adı verilen özel cihazların kullanılması gerekiyor. Türksat, bu cihazları aboneye ucuz fiyata satacağını açıkladı. Kablo'dan dijital yayın için aboneler ayda 9,5 YTL ödeyecek. Yeni yayın paketine İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya, Japonya, Kore ve Kazakistan'ın devlet televizyonları eklenecek. Ayrıca çocuk ve oyun içerikli kanallar da bulunacak.

Foto devinden 37 MP

Leica'nın dönüşü muhteşem oldu: 37 megapiksel çözünürlük sunan S2 büyüleyecek.
Dünyanın önde gelen dijital kamera üreticilerinden Leica, 37 megapiksel'lik yeni kamerasıyla dijital fotoğraf pazarına fırtına gibi döndü.
Professional Photographer dergisinde yer alan habere göre, S serisi kameraların ilk versiyonu olan Leica'nın S2'si, bugün piyasada olan en ileri Canon ve Nikon dijital SLR'lerinde bulunan 30x45 Kodak sensörüne sahip olacak.
Kodak sensörü kullanan yeni Leica S2, 3 inç'lik bir LCD ekrana sahip ve kayıtlarını RAW benzeri olan DNG formatında gerçekleştiriyor.
Leica, profesyonellere yönelik olarak geliştirdiği bu kameranın piyasaya çıkış tarihi ya da fiyatıyla ilgili henüz bir açıklama yapmış değil.

Eski bilgisayarlar umut oluyor


Eski bilgisayar ya da bilgisayar parçalarını ne yapacağınızı düşünmeyin, bu projeye destek verin.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Doç. Dr. İbrahim Demir, ''İstanbul Yerel Elektronik Atıkların Sürdürülebilir Yönetimi Projesi'' (kısa adıyla SMILE)kapsamında şimdiye kadar 2 bin 867 bilgisayar atığının toplandığını belirtti. Demir, atık parçalardan yapılan 21 bilgisayarın, Diyarbakır'da bir okula gönderildiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığının yürüttüğü ve Avrupa Birliği'nin (AB) desteklediği İstanbul Yerel Elektronik Atıkların Sürdürülebilir Yönetimi Projesi, basın toplantısı ile tanıtıldı.

Demir, proje hedefinin, belirlenen 30 aylık süre sonunda 6 bin elektronik parçanın toplanması olduğunu belirterek, ''Proje kapsamında şimdiye kadar 2 bin 867 bilgisayar atığı toplandı. Bu atık parçalardan şimdiye kadar yapılan 21 bilgisayar Diyarbakır'da ihtiyacı olan bir okula gönderildi. Atıklardan yapılan 41 bilgisayar ise kullanıma hazır. Bu bilgisayarlar da ihtiyacı olan köy okullarına ya da hayır kurumlarına gönderilecek'' diye konuştu.
Proje ile ilgili çalışmaların raporlarının Çevre ve Orman Bakanlığı'na gönderildiğini ifade eden Demir, bu tarz projelere gönüllü kuruluşların dahil edilmesinin, toplumun daha geniş kesimine ulaşılması için gerekli olduğuna dikkati çekti.

Proje Koordinatörü Dr. Eyüp Nafiz Korkut ise elektrik ve elektronik atıkların toplanmasının AB ülkelerine uyumlu şekilde gerçekleştirilmesini hedeflediklerine işaret ederek, İstanbul'daki kamu kurumlarından ve şirketlerden atık elektronik araç ve gereçlerin toplanması için bir toplama sisteminin oluşturulduğunu anlattı.

Vatandaşların da kendilerine kullanmadıkları bilgisayarları verdiklerini ifade eden Korkut, ''Ben buradan basın aracılığıyla seslenmek istiyorum; insanlar emin olsun, bize verdikleri bilgisayarlardaki datalar siliniyor. Bunlar daha sonra eğer kullanılacaksa okullara, yardım kuruluşlarına veya sosyal gruplara veriliyor. Eğer kullanılmayacak durumda ise bertaraf ediliyor'' dedi.

Bu projenin başka ülkeler tarafından da uygulandığını hatırlatan Korkut, projenin tamamlanmasının ardından Çevre ve Orman Bakanlığının hazırlayacağı yönetmelik dahilinde projenin nasıl sürdürüleceğinin netleşeceğini kaydetti.

Türkiye'nin 'net' hedefi, AB'de ilk 5

8,5 milyon internet kullanıcısı ile şimdiden AB'de ilk 10 listesine giren Türkiye, toplam nüfus içindeki kullanıma bakıldığında ise yüzde 11.8 ile son sırada yer alıyorTeknoçağŞÜKRÜ ANDAÇ Türk Telekom'un son bir yılda gerçekleştirdiği ADSL (hızlı internet erişimi) atağı ile 8,5 milyon seviyelerine gelen internet kullanıcı sayısıyla Türkiye, şimdiden Avrupa Birliği'nin (AB) ilk 10 listesinde yerini alıyor. Ama Türkiye bu alanda 8,5 milyon kullanıcı ile, AB listesinde üst sıralarda yer alsa da bu rakam nüfusa oranlandığında, son sırada bulunuyor.

AB istatistiklerine göre Türkiye'de nüfusun yüzde 11.8'i internet kullanırken, bu oran İsveç'te yüzde 75.2, Danimarka'da yüzde 69.5, İngiltere'de yüzde 63.1, Almanya'da yüzde 57 seviyesinde. En düşük kullanım oranı ise yüzde 27.8 ile Polonya'da. Türkiye yüzde 11.8 ile AB ülkelerinin oldukça alt seviyesinde yer alıyor.ADSL etkisi...Türkiye'de internet kullanımının artırılması için, Milli Eğitim Bakanlığı, Sivil Toplum Kuruluşları ve bilişim şirketleri tarafından farklı kampanyalar yapılıyor.

Bunların ortak amacı bilgisayar okur - yazarlığını ve internet kullanım seviyesini birlikte artırmak. Bu sayede 2000 yılında 2 milyon seviyelerinde bulunan internet kullanıcı sayısı 9 milyon seviyesine yaklaşmış durumda. Bu artışta, telekom sektöründe yaşanan serbestleşmenin ardından, Telekom'um başlattığı oldukça agresif ADSL kampanyası da etkili olmuş gözüküyor. Şu anda ulaşılan ADSL abone sayısı 1.5 milyon. Bundan sonraki hedef ise yeni kurulan operatörlerin de devreye girmesi ve kullanım seviyesinin hızla artırılması.
Hırvatistan beşe katladıAB üyesi ülkeler ile karşılaştırıldığında oldukça düşük düzeyde bulunan internet kullanım oranı AB'ye aday ülkelere bakıldığında da, farklılık göstermiyor. Aday ülkelerden Bulgaristan'da penetrasyon oranı yüzde 29.3, Hırvatistan'da yüzde 29.2, Romanya'da yüzde 23.1. Son 5 yılda bu ülkelerdeki internet kullanıcı sayısının artışına bakıldığında ise, Hırvatistan yüzde 551 ile ilk sırada yer alıyor.

CeBIT 2008 Kapılarını Açıyor


Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında dünyanın yedinci, Avrasya'nın ise en büyük fuarı olarak İstanbul'u Avrasya'nın 1 numaralı dijital iş platformu haline getiren CeBIT Bilişim Eurasia, bu yıl 7 – 12 Ekim 2008 tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Fuar, dünyanın dört bir yanındaki 70 kadar ülke ve bölgeden 150 bini aşkın ziyaretçiyi İstanbul TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde bir araya getirecek.

Yaklaşık 1000 katılımcı firmasının hedefledikleri kitleye daha kolay ulaşarak verimli iş bağlantıları yapabilmeleri amacıyla yeniden tasarlanan CeBIT Bilişim Eurasia İş Dünyası, Dijital Yaşam, Telekomünikasyon ve Ev Elektroniği olmak üzere dört ana bölümde toplanıyor.

2008 de ilk defa düzenlenecek "Ev Elektroniği" bölümü, klasik televizyonlardan Plazma/ LCD ekranlara, mini ses sistemlerinden ev tiyatro sistemlerine, ziyaretçileri ses ve görüntü sistemlerindeki en son gelişmelerle tanıştırmayı hedefliyor.

Üreticilerin isteği üzerine en büyük IT etkinliği yedi günden altı güne indirildi. Bu şekilde maliyetlerin düşmesi bekleniyor. Birçok firma buna rağmen gelmiyor; geçen sefer 6160 firma gelmişken şu an "sadece" 5500 tanesi başvurdu.

Doğu ile batı arasında bir ticaret kapısı açan CeBIT Fuarı, bu yıl ilk kez Kanada ve Çek Cumhuriyeti'nden de katılımcılara ev sahipliği yapacak. En geniş katılımı gösteren ülkeler Fransa ve Kanada olurken, iki yıl aradan sonra katılım gösterecek Siemens EC, yeni ürünlerini CeBIT'te görücüye çıkaracak. Blackberry de ilk kez fuarda yer alacak.

CeBIT etkinliğinde ağırlanacak katılımcılar 18 ülkeden geliyor:
ABD, Almanya, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Çin, Fransa, Hong Kong, İsveç, Kanada, Kore, Macaristan, Polonya, Rusya, Tayvan ve Türkiye

Nokia'nın iPhone'a cevabı


Resmi açıklama yapıldı: Nokia'nın dokunmatik telefonu 5800 ile ilgili tüm detay ve fotoğraflar burada.

Nokia merakla beklenen ve hakkında sayısız dedikodu yapılan dokunmatik ekranlı telefonunu nihayet resmen tanıttı. 5800 XpressMusic aylardır internet dedikoduları için malzeme oluşturdu; özellikle de 5800 Tube ismi altında.
Yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran Cihazın dokunmatik ekranı Nokia'ya göre 3,2 inç (8,13 santimetre) ve menü, fotoğraf ve videolar için fazlasıyla alan sunuyor. 640 x 360 piksel ekran içeriklerin en iyi şekilde gösterilmesini sağlıyor. Nokia 5800 XpressMusic'i ister parmağınızla ister kalemle yönetebiliyorsunuz.
Müzik ve daha fazlasıİsmi kendini ele veriyor: 5800 XpressMusic bir müzik cep telefonu. "Comes with Music" ismindeki Nokia hizmeti ile kullanıcılar bir sene boyunca hit parçaları 5800'a yükleyebilecek. Beraberinde verilen 8 GB büyüklüğündeki microSD kart, normal MP3 kalitesinde beş buçuk günlük müzik keyfi sunabiliyor. WLAN ve HSDPA gibi veri hizmetleri, GPS navigasyon ve 3,2 Megapiksel kamera da Nokia'nın yeni multimedya modelinin özellikleri arasında yer alıyor. Nokia, 5800 XpressMusic'in pazar başlangıcı olarak bu yılın sonunu işaret ediyor. Ortalama fiyat ise 380 dolar civarında (KDV ve kontrat olmadan). Telefonun ülkemize geldiğinde daha yüksek bir fiyattan satılması ise neredeyse kesin...

10 dakikada şarj

Toshiba laptop şarjı için saatlerce beklemeyi tarihe gömüyor. SCiB bataryalar ne zaman gelecek?
Toshiba, geçtiğimiz yıl tanıttığı ve hızlı şarj yeteneğine sahip olan SCiB (Super Charge Ion Batteries) bataryalarının laptop'lar için geliştirilen modellerini duyurdu. Tamamen boş bir SCiB bataryası, sadece 10 dakika içerisinde yüzde 90 oranında şarj olabiliyor.
Mevcuy Lityum-Ion bataryalara göre çok daha hızlı şarj olabilen SCiB bataryalarının tek özelliği de bu değil.

Bugün kullanılan standart bataryalar ortalama 500 kez şarj edilebilirken, SCiB bataryaları yaklaşık 6.000 kez şarj edilebiliyor. Başka bir deyişle Toshiba'nın yeni bataryalarının kullanım ömrü, standart Lityum-Ion bataryalardan 10 - 12 kez daha uzun.

SCiB'in bir diğer avantajı ise, patlama veya yanma riski taşımıyor oluşu. Kötü haber ise, yeni bataryaların henüz piyasaya sürülmeyecek olması. Teknoloji üzerinde çok sayıda iyileştirme yapmayı planlayan Toshiba, piyasa tarihi hakkında kesin bir bilgi vermekten kaçınıyor; sadece uzunca bir süre SCiB bataryaları kullanma şansımız olmayacağını söylemekle yetiniyor.

Şekil değiştiren BMW

Otomobil teknolojisindeki gelişmeler sadece daha az yakıt tüketmeyi hedeflemiyor. GINA çok farklı!

BMW'nin GINA adını verdiği yeni bir program, otomobiller konusundaki bilinen bütün kuralları değiştirecek gibi görünüyor.
Basitçe açıklamak gerekirse, GINA otomobillerin geleneksel olarak çelikten yapılan şasisini sağlam bir kumaşla değiştiriyor. Bir çerçevenin üzerine gerilen kumaş gereken her türlü şekle girebiliyor. Fakat asıl önemli olan bu çerçeveye takılacak motor eklentileri ile arabanın "şeklinin" de değiştirilmesine imkan sağlanması. Örneğin bagaj kapağı yukarı doğru değil yanlara doğru ikiye ayrılarak açılıyor. Veya farlar göz kapakları gibi açılıp kapanıyor. GINA modeli şu anda Münih'teki BMW müzesinde sergileniyor.